Esareti kabullenmemiş, inandığı ülküler etrafında hür iradesi ile Cumhuriyeti bizlere armağan etmiş atalarımızın büyük hatırasına olan inancımız ve derin bağlılığımızla, Cumhuriyet’in 94. yıldönümünü kutlamanın büyük heyecanı ve gururu içindeyiz. Bu mirası yaşatarak Türkiye’yi muasır medeniyetlerin üstüne çıkarmak ve daha da güçlendirmek adına aynı azim, kararlılık ve ruhla çalışmak en öncelikli görevimizdir.

       Aydınlık geleceğin, onurlu bir hayatın ve çağdaş bir devlet olmanın güvencesi de olan Cumhuriyet, milletin iradesini merkeze alıp, çağın getirdiği ve gerektirdiği şart ve imkanları yine milletin yararına kullanan bir çağdaşlaşma atılımıdır.

       Cumhuriyetimizin değerlerini, demokrasiyle taçlandırma başarısı gösteren Ülkemiz, barışı esas alan dış politikasıyla, köklü tarihi geçmişi, zengin kültürü ve jeopolitik konumuyla bölgemizin ve dünyanın parlayan yıldızı haline gelmiştir. Cumhuriyetimiz, gücünü milletimizin ortak iradesinden alarak çok önemli mesafeler kat etmiş ve belirlediği hedefleri doğrultusunda kutlu yürüyüşünü sürdürmektedir. Türkiye Cumhuriyeti´nin önünde uzanan bu aydınlık yolda, emin adımlarla yürüyeceğine inancımız tamdır. Ancak millet olarak, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne ve milletimizin birliğine her zamankinden daha çok önem vermemiz gereken bir süreçten geçtiğimizi de unutmamak gerekir.

       Milli hâkimiyet, tam bağımsızlık ve hukuk devleti olma ilkeleri üzerine bina edilmiş bu temel ilkelere gaflet, dalalet ve hıyanet içinde olan, kimliksizler, kişiliksizler tarafından 15 Temmuz gecesi göz dikildiğine bir kez daha şahit olduk. O gece, aynı zamanda, iradesine ve bağımsızlığına kasteden hainlere karşı kahraman milletimizin, Milli mücadele döneminde olduğu gibi, vatanına gerektiği zaman her şeyini feda edecek bir karaktere sahip olduğuna, yek vücut olup, canını siper etmede bir an bile tereddüt etmediğine şahit olduk. Zira bu millet dili, dini, vatanı, bayrağı ve istiklali söz konusu olduğunda gözünü kırpmadan ölüme atılabileceğini, tarihi boyunca defalarca ispat etmiştir. Milletimizin tarihte olduğu gibi bugün de, yarın da, yapılan saldırılara sessiz kalmadığı ve kalmayacağı, vatanın ve milletin parçalanmasına müsaade etmeyeceği bilinmelidir.

      Ecdadımızdan miras kalan bu ruhun Türk Milletinin benliğinde daima var olmaya devam etmesini dileyerek, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere vatanı, milleti, bayrağı ve mukaddesatı uğruna canlarını seve seve feda ederek destan yazan bütün şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.